gözlerimiz sisten bir buluttu
eksik kalmıştık dünü yaşamış
dünümüzü bugüne varsaymıştık
dört gün boyunca
üç gece boyunca
boylu boyunca uzanmıştık
bir sızı iken yaprakların üzerinde
kalbimiz unutulmuştu apansız
sonbahar sabahına uyanmıştık
dümdüz bir kışın içinde.
e.g.
20 Şubat 2013 Çarşamba
11 Şubat 2013 Pazartesi
prometheus'un ruhuna fatiha
son-the end-;
cigaram,
kibrit dalım.
boşuna meyletmişiz,
ruhuna fatiha.
e.g.
cigaram,
kibrit dalım.
boşuna meyletmişiz,
ruhuna fatiha.
e.g.
vesaire
geceleyin ve gün ışıdığında
güruha küskün bir sairfilmenamdım.
ve şair gibi ölmüştüm.
Ve saire.
e.g.
2 Şubat 2013 Cumartesi
esrik iz
Rap, rap, rap…
Elde şarap
Yürüyoruz geleceğe rağmen
gelecek için.
Bütün umutlarımız ve
kirli duygularımız heybemizde.
Sığmasa da
bizleri yolda bıraksa da,
Elde şarap,
yürüyoruz
Rap, rap, rap…
e.g.
Elde şarap
Yürüyoruz geleceğe rağmen
gelecek için.
Bütün umutlarımız ve
kirli duygularımız heybemizde.
Sığmasa da
bizleri yolda bıraksa da,
Elde şarap,
yürüyoruz
Rap, rap, rap…
e.g.
tapılası varlık
Yosuna bulaşmamış
denize benzeyen gözlerin
İştahını kabartıyor
biçare benim
ve benim gibilerin.
Hangi güneşin alnında
kızarıvermiş önce,
Sonra esmere bürünmüş tenin
ve mübarek gözlerinin üzerindeki terin.
Öyle mutlu ediyorsun ki demek
bulutları yani
bilirsin sürekli ağlamaklı olanları.
Günlerdir,
sayende bulutlar gülüyor,
sürekli neşeli.
Belki de ağustos böcekleri
tarihlerinin en müthiş konserini,
Senin muazzam, ağza alınamayan
güzelliğinden esinlenerek veriyor.
Ah!
Her an duaya hazır olan ellerin
Kelimelerinden önce hareket ediyor,
sürüncemede kalmadan
-hayır dürüst olacağım kalıyor-
İşte bu sana, çıralı’da
griye çalan bir kayadan sana bakanlar için tapılası
bir varlık-Haşa!- olma hakkını veriyor.
e.g.
denize benzeyen gözlerin
İştahını kabartıyor
biçare benim
ve benim gibilerin.
Hangi güneşin alnında
kızarıvermiş önce,
Sonra esmere bürünmüş tenin
ve mübarek gözlerinin üzerindeki terin.
Öyle mutlu ediyorsun ki demek
bulutları yani
bilirsin sürekli ağlamaklı olanları.
Günlerdir,
sayende bulutlar gülüyor,
sürekli neşeli.
Belki de ağustos böcekleri
tarihlerinin en müthiş konserini,
Senin muazzam, ağza alınamayan
güzelliğinden esinlenerek veriyor.
Ah!
Her an duaya hazır olan ellerin
Kelimelerinden önce hareket ediyor,
sürüncemede kalmadan
-hayır dürüst olacağım kalıyor-
İşte bu sana, çıralı’da
griye çalan bir kayadan sana bakanlar için tapılası
bir varlık-Haşa!- olma hakkını veriyor.
e.g.
bütünlük 2
batık bir gemi güvertesinden
bütün enayi balıkları tutuyordum.
ve bütün en(a)iyiliğimle
bütün bütün denize bırakıyordum.
e.g.
bütün enayi balıkları tutuyordum.
ve bütün en(a)iyiliğimle
bütün bütün denize bırakıyordum.
e.g.
çaresiz
bul hale
çare bul,
ölüm yalnız mezarlıklarda hatırlanır.
davut anlatır,
ibrahim dinler.
ibrahim söyler,
ismail ağlar
ve mezarlıkların iki kapısıdır
-cennet de cehennem de-
mezarlıklarda vardır.
e.g.
çare bul,
ölüm yalnız mezarlıklarda hatırlanır.
davut anlatır,
ibrahim dinler.
ibrahim söyler,
ismail ağlar
ve mezarlıkların iki kapısıdır
-cennet de cehennem de-
mezarlıklarda vardır.
e.g.
hoşgörü
uğruna şair olduğum kadınlar ,
birer birer dündüler.
küfre bulaşmıştım,
yirmi dört yıl yatmıştım,
kan içiyordum,
gece yarısı avaza bağırıyordum.
dişlerim-birer birer-
bıçak gibiydi.
bütün söylediklerlerimi -söylemediklerimi-
ceplerime koyasım geliyordu,
elbette hiçbiri ceplerime sığmıyordu.
uğruna şiir yaktığım kadınlar
birer birer döndüler.
harlı bir duman gibi siyahtılar
Afrika'yı andıran yoksullukları olmasa,
geleceği özleyen düşlerim olmasa,
elbette affetmezdim.
e.g.
birer birer dündüler.
küfre bulaşmıştım,
yirmi dört yıl yatmıştım,
kan içiyordum,
gece yarısı avaza bağırıyordum.
dişlerim-birer birer-
bıçak gibiydi.
bütün söylediklerlerimi -söylemediklerimi-
ceplerime koyasım geliyordu,
elbette hiçbiri ceplerime sığmıyordu.
uğruna şiir yaktığım kadınlar
birer birer döndüler.
harlı bir duman gibi siyahtılar
Afrika'yı andıran yoksullukları olmasa,
geleceği özleyen düşlerim olmasa,
elbette affetmezdim.
e.g.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)