üç tarafı yıldız kokuyor
avrat gülümsüyor
susuyor eldeki hüzün
sokrates'in kelimeleriyle
demlenmiş bir çay vardı
"cahiller içindeki aşk"
halbuki balıklar alkışlardı
biz yeri geldi
Africa'dan biri ile seviştik
nabzı nabızıma uymuştu
batıl bir kara kedi
çocuğumuz olmuştu
çirkinliğimizden
saçlarımızı çekmiştik
acıma acıma acıma
Africa bizden sefil
bize acıma
biz siyah pelerinli çocuklarız
yeşili duvara astığımız
bir kış gecesinde
şarap
bildiğimiz kesme şeker ve üzüm hoşafı
yine esrik tadındaydı
ensemiz terliyordu
kırmızı gözlerimiz
ve küçük günahlarımız
vardı
ansızın yeşile gidiyorduk
her birimizin ayağı
aynı yere takılıyordu
bereketversin
yüzüstü yuvarlanmıştım
deli ediyordu deli olmuştum deli olacaktım
susmuyordum susmuştum susmayacaktım
kirli bir kelime
yüzüstü yuvarlanmıştım
kapıyı kapat
soğuk bugün dışarısı
bugün yarından daha bir soğuk olacak
görüyorum insanları
alkışlayacak.