22 Mart 2013 Cuma

everywhere


Yanıbaşımızda ölüm
Ansızın ölüm
Uslanmayan ölüm
Bereketli ölüm
Sürekli ölüm
Havada ölüm
Suda ölüm
Sürç-ü lisan eden ölüm
Ve hayatı karınca ile aldatır.

                                  e.g.

anlamalık


Açıldı perde, orta yerinde yüreğin,
Karşı tepelerden soğuk soğuk rüzgar eser.
Saat vursa da on ikisini gecenin
Uyumak mümkün değil ömründe bu sefer.

Ey pare pare olmuş güz ayım,
Kanarsa da kabuk tutar yaran:”Bekle!”
Cahit’in dönülmez akşamının ufkundayım
Çağırdım, Bezm-i Abbas gelecek:”Bekle!”

Sakin bir akışta gökyüzünü kıskanan
Ey! Ayağını yere sürüyerek dolaşan sarhoş
Gökyüzünün kızıla büründüğü bu an
Kuşlar görünür ufuktan:”Baksana ne hoş!”

Seda eksik olmadan geçmez günüm
Sade açık kalmış gözleri bir ölünün
Anla artık dua etsem de dönmez geri dünüm
Titreyerek beklerim yüksek kıyısında ölümün

                                                        e.g.

varlık yanılsaması


bir damla ter içindeki karıncanın
            sırtına yüklendim.
bir başkasının üşüdüğü kışın içinde
karıncaların içkiye tövbe edip
            rock söylediği bir mevsimde
karanlığın ardında
            gözün görebildiği hiçbir
                        yaratılmışa benzemeyen
Olmayandan varmış gibi korktum.

                                           e.g.

hayret ki


Hayret ki yaşıyorsun!
Ömrünün tahtaları çürümüş.
Gece üstünü örtmemişler,
            yanı başında bir çocuğun elleri üşümüş.
Geceyi sis bürümüş.
Altından geçenlerin şerefine içen
            sokak lambaları zil zurna sarhoş.
Hayret ki yaşıyorsun!
            Aslında hayat en azından “sizlere ömürlük”ten
                        daha bir hoş.    
                                                        e.g.                                               

iğreti

 ağzımızdan hep salyalar aktı
 ve kadınlar bize kuduz bir köpekmişiz gibi baktı
-halbuki sorsalar aşıklarımız da vardı-

                                                        e.g.

ver, yansın!


bir bakıma kirli duygular biriktirip
ömrün bereketli zamanlarından
elim varmıyor kirli yaşamaya
köprü altı anlam katmıyor
            yahut ilkbahar sahnesi
                        tecavüz çığlığı
elimi uzatamıyorum-yanıyor-
            kirlenmiş dünyaya
                                     e.g.

gururum

yahut
hasret kaldık bir mevsimlik bahara.
kışın ortasında üşüyoruz
alışkanlık budur
eldivenler bundan dolayıdır
kış uykusuna yatmayalım diye
varoluşumuzu alkışlıyoruz.

                                     e.g.

18 Mart 2013 Pazartesi

telaş

yakalanırım korkusuyla hiç kaçmadım.
     
                                                   e.g.

manasız

samanyolu bir kısır döngüde;
-kesin-bir süredurumda iken,

hangimiz ikna edebilir aksimizi?

                                    e.g.

lütuf

Kan ter içinde
ellerin kesik kesik
Sağ yanın neyse de
sol yanında, 
unutmuş olmalısın ki
bir şey eksik.
Siyah bir gecede aydınlık bir gelecek,
Gölgesine sığındığın bir ağaç,
evet evet
dalları eskimiş ve yorgun yapraklara bürülü
ömür dediğimiz lütuf
belki de içi geçmiş bu ağacın altında gömülü.

e.g.

yaşarız

Yaşarız
     yaşamış olduklarımıza inat!
Boynun bükülmesin

Varsa huzura erişmenin
     binde bir ihtimali
Sevinçlerini değil
    pişmanlıklarını kır, at!

Elbet
    yürüdüğün yol
       dikenlere bürülü,
Elbet
    hakikat bilmediğin
        bir bahçede gömülü,
Elbet
    mutluluk bir kapı ki
       kilidi ardından sürülü.
Yaşarız
    açılmasa da kapı,
       ağzında yatarız.

                      e.g.

17 Mart 2013 Pazar

kısmet-siz


Sanırsam benim
            geleceğimle oynamış gibisiz
Umardım affetmiştiniz
Belki üşürdü ellerimiz
         -anımsardınız-
Bileti olmayan yolcuların niyetini.

Ömrünüzü sıkıştırmıştınız
Uzak geliyordu inanca varışımız
Bir yolculuk düşlemiştiniz
            -ölümü hatırlatan-
Ben bir sızı
vermeden aldınız
      koynuma sakladığım ıssızı.

Belli bakışlarınız aynı
Durum sana
            durum bana
                        hep aynı
Hayır, mutlaka bir noktada yanılmıştınız
Size küsen bir hüzün
            dolanmıştı alacakmış gibi canınızı.

                                                   e.g.

6 Mart 2013 Çarşamba

içimdeki çocukların saçları lüle lüle dedi
benimse içimdeki çocuk
saçları asker traşlı
mutsuz, umutlu
c.k